compound
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
compound /kɒmandˈiə/
1. birleştirmek, bir bütün haline getirmek, terkip etmek
2. şiddetlendirmek
3. borç konusunda anlaşmak. compound a felony menfaat karşıIığında suçluyu dava etmekten vazgeçmek veya suçunu örtbas etmek. compound with ile... anlaşmak, uzlaşmak.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
compound /kəmˈandə/
1. bileşik, mürekkep
2. (zool.) tek tek hayvancıklardan husule gelmiş
3. alaşım, halita
4. bileşim, terkip
5. (gram) bileşik kelime. compound curve mürekkep eğri. compound eye bileşik göz. compound fraction bileşik kesir. compound fracture (tıb.) açık kırık. compound interest bileşik faiz. compound number karışık sayı. chemical compound kimyasal bileşim.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
compound /kəmˈandəɹi/
1. içinde binalar bulunan etrafı duvarla çevrili arazi.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
compound
katmak
eklemek
artırmak
birleştirmek
bileşik
bileşim
(duvar/çit/vb.ile çevrili) binalar topluluğu
Last searches:
- kardinallıq,
- yetersizlik,
- Fok,
- dimdik,
- iynar,
- törüt,
- dürme,
- şırıldamaq,
- töñkörül,
- YAVAŞ,
- Aynımak,
- türgenlemeklik,
- tile,
- Örmek,
- atağastaa,
- sənədlilik,
- sında,
- polinyziya,
- boks,
- ibo,
- aruklamak,
- compound