turklehceleri.org

close

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

close /klˈaŋk/

1. yakın birbirine yakın
2. kısımları birbirine yakın, sıkı
3. kapalı, kapatılmışı
4. dar, sıkışık
5. havasız
6. fikirlerini açıklamaktan kaçınan, sıkı ağızlı
7. gizli tutulan, saklı, mahrem
8. cimri, hasis
9. ((dilb.) ağzı kısarak söylenen (harf)
10. hemen hemen eşit olan. close call, close shave (ABD), (k.dili.) paçayı zor kurtarma. close contest, close game beraberliğe yakın oyun veya yarış. close haircut kısa saç tıraşı. close quarters sıkışık yer. close reasoning mantıklı açıklama. close resemblance yakın benzerlik. close to home yurek yakıcı tesiri olan. close to the wind (den) orsasına, rüzgâr yönüne doğru.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

close /klˈanɪʃ/

1. avlu, kilise avlusu, etrafı çevrili arazi
2. (ing) ve iskoç geçit, giriş yolu.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

close /klˈank/

1. sonuç, nihayet
2. bağlantı: göğüs göğüse kavga.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

close /klˈanzmən/

1. kapamak, kapatmak
2. tıkamak doldurmak (delik)
3. son vermek
4. etrafını çevirmek, ihata etmek
5. kapanmak
6. sona ermek
7. yaklaşmak
8. anlaşmaya varmak
9. birleşmek. close down kapamak
10. kapanmak. close in on etrafını çevirmek. close out (ABD) hepsini satmak, indirimli satmak. elose up kapatmak
11. birbirine yaklaşmak. closed kapalı. closed circuit kapalı devre. closed season avlanmanın yasak olduu mevsim closed shop yalnız sendika üyelerini çalıştıran fabrika.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

close

kapatmak
kapanmak
eylemi durmak
eylemini durdurmak
birleşmek
birleştirmek
son vermek
son
bitim
sonuç
nihayet
katedral alanı
yakın
samimi
sık
az aralıklı
dar
sınırlı
dikkatli
titiz
(hava) sıkıntılı
boğucu
havasız
kapalı
az farklı
hemen hemen eşit
ketum
ağzı sıkı
eli sıkı
cimri
hasi
yakın
yakından
yakına


Last searches: