butt
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
butt /bɜːɡlˈeəɹɪəs/
1. herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı
2. dipçik
3. izmarit
4. (argo), (slang) popo, kıç.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
butt /bˈɜːɡləɹˌaɪz/
1. alay konusu olan kimse
2. nişan talimi yapılan yerin arkasındaki duvar veya toprak yığını
3. bitişik olmak
4. bitişmek
5. iki şeyin enli uçlarını birbiriyle birleştirmek.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
butt /bˈɜːɡləɹi/
1. tos vurmak, boynuz atmak
2. kafa atmak
3. araya girmek, karışmak, burnunu sokmak
4. tos, kafa.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
butt /bˈɜːɡəl/
1. fıçı (şarap, bira), damacana
2. bir oylum ölçü birimi, 477 litre.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
butt
toslamak
(in ile) müdahale etmek
kesmek
alay konusu olan kimse
fıçı
sigara izmariti
göt
dipçik