broken
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
broken /bɹˈaɪə/
1. (bak.) break
2. kırılmış, parçalanmış, yarılmış, yarık, kırık (çizgi)
3. eksik, parçaları kırılmış (çay, yemek takımı)
4. ihlâl edilmiş, çiğnenmiş, yer yer kesilmiş, inkıtaa uğramış
5. ruhça ve bedence zayıf düşmüş
6. terbiye edilmiş (at v.b.)
7. bozuk, fena konuşulan (dil) : iflâs etmiş, mahvolmuş. broken lot sayısı yüzden az olan satılık hisseler (borsa) . broken-down çökük, bitkin. broken-hearted kalbi kırık, ümitsizliğe kapılmış. broken-winded soluyan (at) be all broken up over (bir şeyden dolayı) çok üzgün olmak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
broken
kırık
uyulmamış
çiğnenmiş
tutulmamış
bozuk yazı
bozuk konuşma
yarım kalmış
bölünmüş
ezik
kolu kanadı kırık
engebeli
bozuk
taşlı