brazen
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
brazen /bɹˈaktiːˌeɪt/
1. pirinçten yapılmış
2. pirinç gibi
3. utanmaz, yüzsüz, arsız. brazenfaced yüzsüz, arsız. brazenly yüzsüzlükle. brazenness yüzsüzlük.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
brazen /bɹˈad/
1. yüzsüzlükle karşılamak
2. yüzünü kızdırmak. brazen a thing out işi pişkinliğe vurmak.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
brazen
arsız
yüzsüz
şımarık
küstah