turklehceleri.org

bail

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

bail /bˈadtɛmpəd/

1. (huk.) kefil
2. kefalet
3. kefalete bağlanma
4. kefaletle tahliye
5. tahliye için kefalet, teminat
6. bir kimseye kefalet ederek tahliyesini temin etmek
7. mevkufu kefile teslim etmek
8. emanet etmek, tevdi etmek, sorumlu olmak. bail bond kefaletname. bail out kefalet ödeyerek tahliye ettirmek. go bail ABD, (argo) kefalet etmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

bail /bˈafɪn ˈaɪlənd/

1. kayıktan su boşaltmaya mahsus tas
2. çember kulp, halka
3. tente desteği
4. ahır bölmesi
5. (kriket) oyununda kullanılan çubuk
6. kayığın suyunu boşaltmak. bail out tayyareden paraşütle atlamak. bailer kayığın suyunu boşaltan kimse
7. (kriket) sipere vuran top
8. (huk.) bir kimseye emanet para veren kimse.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

bail

kefalet
kefalet vergini


Last searches: