avana
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
avana
karaltı, gölge, silüet, hayalet. Karañıda ~la köründüle: karanlıkta silüetler göründü, tavnu ~sı: dağın silüeti, dağın gölgesi, allıma ak ~la çıkdıla: önüme beyaz hayaletler çıktı.
karaltı, gölge, silüet, hayalet. Karañıda ~la köründüle: karanlıkta silüetler göründü, tavnu ~sı: dağın silüeti, dağın gölgesi, allıma ak ~la çıkdıla: önüme beyaz hayaletler çıktı.