atlamak
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
atlamak
[Köken: Yerel] Sekirmek, Atlamak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
atlamak
ф.1) сикереп үтү, сикереп аркылу, атлап керү; 2) сикерү (югарыдан); 3) үтеп китү; fırtına atlamış давыл үткән; 4) сикертү (укуда һ. б. кайбер бүлекләрне, сыйныфларны укымыйча калдырып, алгарак китү)
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
atlamak
1. Atlamak
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
atlamak
Türkiye Türkçesi: atlamak
Azerbaycan Türkçesi: atlanmag tullanmag
Başkurt Türkçesi: hikiriv
Kazak Türkçesi: sekirüv attav
Kırgız Türkçesi: attō sekirü
Özbek Türkçesi: hätlämàk säkrämàk
Tatar Türkçesi: sikirü
Türkmen Türkçesi: ãtlemek bökmek
Uygur Türkçesi: atlimak säkrimäk
Rusça: prigaf
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
atlamak
geçmek, atlamak, atlayıp geçmek, adımlamak, adım atmak, yürümek, hareket etmek, aşmak. Korkmay ~: korkmadan yürümek, cenñil ~: çabuk yürümek, adımını çabuk atmak, uvak ~: ufak adım atmak, suvdan ~: sudan atlayıp geçmek, küçden ~: zorlukla adımını atmak, zor yürümek, üsü bıla ~: üstünden geçmek, üzerinden atlamak, arlak ~: biraz öteye gitmek, anı üçün ayak uzunu atlamazma: onun için bir ayak mesafesi bile yürümem, malnı sanı cüzden atlağandı: hayvanların sayısı yüzü geçti, tıyınşlısıça ~: gerektiği gibi hareket etmek, kalay atlarğa bilalmaydı: nasıl adım atacağını bilemiyor, kölüñdegin ayt, aña köre atlarbız: kalbindekini söyle, ona göre adımımızı atarız, birinden birine ~: birinden birine geçmek, atlay bilmegen taşha abınır: adım atmasını bilmeyen ayağını taşa sürçer (a.s.).