asıl
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
asıl
[Köken: Arapça] Çın, Dip
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
asıl
и. с. төрле мәгъ. асыл; asıl sayılar гр. микъдар саннары ◊ asıl astarı (кемнең дә булса) чын йөзе, (нәрсәнең дә булса) чын сыйфаты; aslı faslı yok уйдырма, ялган
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
asıl
1. Cevher, Öz
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
asıl
Türkiye Türkçesi: asıl
Azerbaycan Türkçesi: äsil
Başkurt Türkçesi: asıl ısın üⱬ töp
Kazak Türkçesi: şın asıh nuskası
Kırgız Türkçesi: asıl çınığı
Özbek Türkçesi: asl çin häkıkıy
Tatar Türkçesi: asıl çın üz töp
Türkmen Türkçesi: asıl
Uygur Türkçesi: asil çin
Rusça: podlinnıy istıy
Kyrgyz—Turkish Dictionary
asıl
a . 1 . yüce soylu ; asil , asıl tukumduu : yüce soylu ; cins ; asıl çorom : asaletli dostum ; 2 . kıymetli tal ; inci ; kıymetli kumaş ; asıl buyum : mücevherat ; asıl taş : kıymetli taş ; asıl – baştan , asıl – baştan ats . : akıl kafadadır ; cevherler ide , taşlar arasında bulunur .
II, 1 . asılmak ; sallandırmak ( asılmak suratiyle cezalandırılmak ) ; asılsañ , asıl cıgaçka asıl ats . : ölsen de çalgı ile öl ( harfiyen : asılırken bile soylu ağaca asılmak hoştur ) / 1 / ; 2 . hücüm etmek ; 3 . takılmak ; maga asılba : bana takılma ! ; asılıp sura - : ısrarla , çamsakızı gibi yapışarak istemek ; ricada ısrar etmek .
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
asıl
soylu, asil, temiz, gerçek, değerli, kibar. ~ tukumlu at: asil cinsli at, ~ adam: soylu adam, ~ tukum: asil sülale, ~ azmaz, gemha at tozmaz: soylu azmaz, cins at geri kalmaz (a.s.), ~ taş: değerli taş, mücevher.