arık
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
arık
I с. 1) арыган (арган); 2) арык, ябыккан
arıkII и. 1) арык; 2) үсентеләр утыртылган җир
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
arık
1. Cılız
2. Çelimsiz
Kyrgyz—Turkish Dictionary
arık
I, zayıf; kurulmuş; açtın toktuğu bar, arıktın semizi bar ats. : aç doyabilir, zayıf semirebilir.
II, ark (sulama kanalı) ; arık çap- : ark kazmak, ark açmak; akkan arıktan suu agat ats. : para paraya koşar, para parayı çeker(harfiyen: su aktığı arktan akar).
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
arık
1. zayıf, arık, çelimsiz. Bek ~: çok zayıf, ~ adam: zayıf adam, ~ bolmak: zayıflamak, ~ cer: zayıf toprak, aycarık, koyan ~, bödene buçhak, ayü çıçhak: ay aydınlık, tavşan arık, çekirge paça, ayı altını doldurmuş (tekerleme/çocuklar oynarken birbirlerine bu tekerlemeyi söyleyerek ayının yerine en çelimsiz çocuğun adını koyarak alay ederler), ~ atha aylanç kol: arık ata dolambaçlı yol (deyim), ~ atnı kuvalasañ tuv bolur, semiz atnı kuvalasañ suv bolur: arık atı koşturursan tığ gibi olur, semiz atı koşturursan sırılsıklam olur (a.s.), ~ atha tin kirse, beline artmak saldırmaz: arık ata güç gelirse, beline heybe koydurmaz, ~ toklunu aynıtsañ erniñi-burnu may eter, aman adamnı aynıtsañ erniñi-burnuñu kan eter: arık tokluyu beslersen ağzını burnunu yağ eder, kötü adamı beslersen ağzını burnunu kan eder (a.s.). 2. Dere, küçük akarsu. ~nı üsünden ötdüle: derenin üzerinden geçtiler.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
arık
ırmak, ark, germeç, kaş, kanal, I, 7, 65, 302, 375. 382; II, 10, 59, 135. 333, 347;III, 182,299.
zayıf, cılız· I, 66