ULAK
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
ulak
и. чапкын
Kyrgyz—Turkish Dictionary
ulak
1. oğlak; 2. es. oğlak çekişme (bir çeşit spordur); ulak tart-: oğla çekişmek; oğlak çekişme sırasında çekişme maddesi olarak kullanılan keçi yavrusu; bir esebin tabayın, ulaktay cerge çabayın folk.: bir çaresini bulayım ve oğlak gibi yere çalayım; ulak taşta-: oğlak çekişme sporunda galebe çalmak.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
ulak
oğlak, keçi yavrusu. Badak ~: tek husyeli oğlak, çınay ~: geç doğmuş oğlak, döl zamanı geçtikten sonra doğan oğlak, marka ~: körpe oğlak, ~ tavuş: oğlak sesi, kiyik ~: geyik yavrusu, dağ keçisinin oğlağı.
Last searches:
- intentional,
- skirmish,
- tanrı,
- körsetmek,
- Bit,
- ajin,
- kovlashtirmoq,
- balmy,
- justice,
- sahnelemek,
- postalamak,
- sınıkmak,
- qübar,
- xronikal,
- aha,
- taksir,
- bezig,
- idle,
- oylağan,
- təqvim,
- karnabahar,
- ULAK