Tukum
Kyrgyz—Turkish Dictionary
tukum
tohum, hububat. zürriyet, nesil, soy, kabile, cins; tukum kuu: miras olarak almak (evsafı, beldekleri, hastalığı); tukum kuuğan: hilkî, irsî; tukum kuuğan ooru: irsî hastalık.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
tukum
sülale, soy, tür, cins. ~ ata: soy babası, cet, kaysı ~dansa: hangi sülaledensin, ~ atıñ nedi: soyadın ne, ~ at: soy adı, sıylı ~: soylu sülale, ata ~: baba sülalesi, ~u bir: aynı sülaleden, bir ~lu: aynı soydan, ~lu mal: soylu hayvan, cinsi belli hayvan, Karaçay ~u koy: Karaçay cinsi koyun, Arap ~u at: Arap cinsi at, canıvarlanı ~ları: hayvanların türleri, bu kallay ~ budaydı: bu hangi cins buğday, ol ~ işle bıla küreşmeyme: o tür işlerle uğraşmıyorum, ~ adam: cins adam, ol ~ adamnı biridi: o cins adamın biri, ol bir ~la söleşedi: o bir acayip konuşuyor, ne ~ canı bıla da: her yönüyle, ne ~ canı bıla da nasıplı bolurun izleyme: her yönüyle talihli olmasını istiyorum, bir ~ bir zatla: bazı şeyler, bir takım şeyler, bir ~ bir zatla aytadı: bir takım şeyler anlatıyor.