Takır
Kyrgyz—Turkish Dictionary
takır
1. çıplak, bitkisiz, otsuz; takır baş: matruş kafa, saçsız baş; 2. çıplak arazi, ot bitmiyen balçıklı toprak; 3. katiyen, büsbütün (menfi cümlede); takır kaltırbay cedi: hiç bir şey bırakmadan yedi; takır çok :katiyen yok; hiçbir şey yok; bizdiñ ölkabüzdö cumuşsuzduk takır çok: bizim memleketimizde işsizik katiyen yoktur.
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
takır
yufka, rikkatli, narin, hassas; zayıf, sıkışık, nâçar. Kuvanıp kölüm takır boldu: sevinerek kalbim rikkatlendi, kölü ~ bolmak: rikkate gelmek, ~ köllü: rikkatli, yufka yürekli, ~ köllü adam: yufka yürekli adam, rikkatli adam, meni ~ cüregim aña kalay çıdasın: benim yufka yüreğim ona nasıl dayansın? Bılayları ~ cerledile: buraları zayıf yerler, ~ üydegi: nâçar aile, ~ caşav: sıkışık yaşam, caşavubuz bek ~dı: hayatımız çok nâçar.