Past
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
past /ˌəʊvəsəbskɹˈaɪb/
1. (edat) geçmiş, geçen, olmuş, sabık
2. geçmiş zaman, eski zaman
3. bir kimsenin geçmişi
4. fiilin geçmiş zaman kipi
5. geçecek şekilde
6. (edat) -(den.) daha ötede veya öteye
7. ötesinde. past master mason locasının eski reisi
8. usta adam, mesleğini iyi bilen kimse. ten past three üçü on geçe. He is past hope ümitsiz durumda.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
past
geçmiş
geçmişte kalan
geçen
bitmiş
sona ermiş
eski
sabık
dilb.geçmiş
-den sonra
geçe
ötesinde
uzağında
-siz
-sız
geçmiş zaman
geçmiş
bir kimsenin geçmişi
geçmiş
geçmiş zaman
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
past
(Persian) low, short; quiet, weak (sound); poor, inferior (quality); lowly, base, mean; down, downstairs. ~ga qo'y Put it down. ~da down, downstairs. nazari ~ or ~ nazar lowly, mean. avji ~ underdeveloped; in low spirits. mashqi ~ in low spirits. qo'li ~ unlucky, unfortunate; about to lose s.t. ~ kel- to give in, to yield, to cede. ~ tush- to calm down, to regain one's composure. ~ga ur- to put down, to insult. havo ~ keldi the weather was bad.
Last searches:
- immaculate,
- sota,
- azadar,
- çıkınçik,
- mezze,
- cok,
- şaşandık,
- xijaletlik,
- yuymaq,
- tayyar,
- lanset,
- tartık,
- guvvos,
- tagmalaşmak,
- qırsaqqız,
- muhtar,
- immaturity,
- denli,
- Salaməleyküm,
- define,
- yerdor,
- Past