Name
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
name /mɒnˈəʊmɪəl/
1. ad, isim
2. nam, şöhret, ün
3. ünvan
4. kızgınlık belirten hitap şekli
5. şöhretli kimse
6. dış görünüş
7. Tanrının kutsal ismi
8. ad koymak, isim vermek, ismiyle çağırmak
9. ismini vermek
10. belirtmek
11. tayin etmek
12. memur etmek
13. ismi olan
14. (A.B.D.), (k.dili) tanınmış
15. ismini veren. name plate tabela. Name your price. İstediğiniz fiyatı söyleyin. Ne isterseniz vereceğim. by name ismiyle, isminde
16. ismen. call one names birine sövüp saymak, küfürler savurmak
17. kızdırmak için isim takmak. Christian name vaftiz ismi
18. öz ad. family name soyadı, aile ismi. He has a bad name. Kötü şöhreti var. Adı kötüye çıkmış. (I.) havent a penny to my name. Hiç param yok. (I.) know him by name. İsmen tanıyorum. in name sözde, ismen. in the name of namına, yerine
19. başı için, hakkı için, aşkına. maiden name bir kadının evlenmeden evvelki soyadı. make a name for oneself ad yapmak. of the name of isminde, ismiyle, namında. the name of the game asıl sorun. to ones name kendine mahsus.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
name
ad
isim
ün
şöhret
nam
ünlü kişi
ad vermek
adını vermek
ad koymak
adlandırmak
adını söylemek
seçmek
atamak
Uyghur—Turkish Dictionary (Kurban, 2016)
name
f. Name, mektup. Wakaletname – Vekalet-name. Teziyename – Taziyename. Wesiyetname – Vasiyet-name. Shahname – Şah-name.
Last searches:
- tartuq,
- sorukmağan,
- keçik,
- jandar,
- acınacaqlı,
- maňkalamak,
- bükütmek,
- böyü,
- ovalamak,
- oño,
- bilesigeliji,
- ötkünç,
- şerine,
- dartgyn,
- kefal,
- mıllık,
- hame,
- heyflənmək,
- ılık,
- holding,
- yutmak,
- Name