Kalamak
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
kalamak
yığmak, üstüste koymak, toplamak. Cel kumnu ışık cerge kalağandı: rüzgâr kumu kuytu yere yığmış, kumaç toplanı kaladık: kumaş toplarını üstüste yığdık, taşlanı bir canına kalağız: taşları bir tarafa toplayınız.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
kalamak
yığmak, sandığa koymak,III, 249 bkz> kamak