KATMAK
Turkish to Pure Turkish Dictionary (Kuleli, 2013)
katmak
[Köken: Yerel] Koşmak
Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)
katmak
ф. өстәү, кушу
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
katmak
1. Bayatlamak (Ekmek, Hamur işi vb...)
Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)
katmak
Türkiye Türkçesi: katmak
Azerbaycan Türkçesi: gatmag
Başkurt Türkçesi: kuşıv kuşarğa
Kazak Türkçesi: katuv kosuv
Kırgız Türkçesi: koşū
Özbek Türkçesi: koşmàk
Tatar Türkçesi: kuşu kuşarğa
Türkmen Türkçesi: goşmak
Uygur Türkçesi: koşmak katmak
Rusça: dobavit'
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
katmak
katılaşmak, sertleşmek, kasılmak, yapışmak; ölmek. Balçık buzlap katğandı: çamur donarak sertleşmiş, kırpıçla katdılamı: kerpiçler katılaştı mı, kiyiz alkın katmağandı: keçe nenüz sertleşmemiş, süyegi katğan caş: kemiği sertleşmiş genç, katıp kalmak: yapışıp kalmak, donup kalmak, sabiyle tevizyonña katdıla da kaldıla: çocuklar televizyona yapışıp kaldılar, közleri tuvrasındağığa katğandı da kalğandı: gözleri karşısındakini yapışıp kalmış, suvukdan sanlarıbız kapkatı katdıla: soğuktan azalarımız kaskatı kesildiler, tılı katıp baradı: hamur katılaşıp gidiyor, çimento katğınçı sak boluğuz: çimento sertleşene kadar dikkatli oluruz, sir ~: kaskatı kesilmek, tobuklarım sir katğandıla: dizlerim kaskatı kesildiler, sir katarık: kaskatı kesilesice, anı cüregi katğandı: onun kalbi katılaşmış, külüp katmak: gülerek katılmak, katıla katıla gülmek, gülerek kasılmak, anı haparına külüp katadıla: onun hikâyesine katıla katıla gülüyorlar, sabiyçik cılay cılay katdı: bebek ağlaya ağlaya kasıldı, anı terisi süyegine katıp turadı: onun derisi kemiğine yapışıp duruyor; avruğan sabiyçik katğandı: hasta çocuk ölmüş.
Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)
katmak
katmak, karıştırmak; katılaşmak, sert olmak; mihnete ve sıkıntıya düşmek, yorulmak·I, 205, 432, 440, 467;II, 295