Just
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
just /ˈaɪsəɡlˌɒs/
1. tam, tam tamına, kesin olarak
2. hemen, şimdi, biraz önce
3. ancak
4. hemen hemen
5. neredeyse
6. güçbela, darı darına
7. sadece, yalnız
8. (k. dili) çok. just how many tam tamma ne kadar. just now hemen şimdi, biraz evvel, tam şimdi. just then o arallk, o esnada, derken. just there tam orada. just the same tıpatıp aynı
9. bununla birlikte, yinede.Just think! Düşün bir kere! Tasavvur et! He just escaped. Dar kurtuldu. It is just fine. Çok güzeldir. Not just yet. Daha vakti gelmedi.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
just /ˈaɪkəl/
1. doğru, haktanır, haklı, adil
2. tam. the just iyiler (din edebiyatı) justly adaletle, haklı olarak. justness hak
3. hak ve adalete uygunluk, haklılık, adalet
4. doğruluk, dürüstlük.
English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)
just /ˌaɪsəɡˈɒnɪk/
1. (bak.) joust.
English—Turkish Dictionary (Anonymous)
just
adil
doğru
dürüst
tam
tastamam
anca
darı darına
güç bela
zar zor
sadece
yalnızca