Cek
Kyrgyz—Turkish Dictionary
cek
ı= ceke ı; cekme-cek: bire-bir; cekme- cek çık- yahut cekke çık-: mübarezeye çıkmak; cekcaat yahut cek-caat: tayeke-ceen (krş. tay 1 ve ceen); sıhrî yönden akrabalar, ahbaplar.
ıı, husumet; nefret, nefretle bakış; cek- kör-: nefret etmek nefretle bakmak; cek körün-: nefreti mucibolmak; cek körünçü bolbo!: kendinden nefret ettirme!..
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
cek
‘’sınır’’ anlamına gelen ‘’çek’’ kelimesinin aşağıdaki ifadede ‘’cek’’ şeklini aldığı kanaatindeyim. Sadece bu deyimin içinde kullanılır. Cekden cuvuk etmedi veya cekden cuvuk koymadı: sınırdan içeri bırakmadı, peşinen reddetti, kayıtsız şartsız reddetti, asla yanına yaklaştırmadı.