turklehceleri.org

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

oñ-

II, muvaffak olmak, muvaffakiyetli olmak, yoluna konulmak; kolğotüşkön koyondu koyo bergen oñbor bu? ats. : ele geçen tavşanı kaçıran kimseden hayır olur mu? : astı oñbo! : asla iyilik yüzü görme! ; oño turğan iş emes: hayırlı olacak bir iş değil; oñboğon: hiçbir işe yaramaz, beceriksiz, hayırsız adam; oñboğondoy: gayet, pek; oñboğondoy çoñ: gayet büyük, kocaman.


III, solmak, renk atmak.

Kırgızca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Yudahin)

I, 1. sağ; oñ kol: sağ el; oñ araan: sağ cenah; oñ tüştük, bk. tüştük; ayı oñdon tuuğan yahut oñ közü tartat: onunu talihi var, muvaffak oluyor; atım onçğdon tuuğan: ahval bana müsait gidiyor, işlerim muvaffakiyetle yürüyor; tündö oñ kırıñan (yahut oñ canbaşıñan) catkansıñ 2) gece uyurken sağ yanın üzerine uyumuşsun; 2) mec. senin işlerin muvaffakiyetle yürüyor; oñdon-doldon: sağdan ve soldan; her yandan; oñdu-sol-: sağa- sola: her yerde; oylonup keler-keter oñdu-soldu: her şeyi düşünüyor, her hususu etraflıca düşünüyor; 2. münasip, uygun; iş oñ: işler iyi; işiñ oñbul: işler iyi gidiyor mu! ; oñ bolor ele: iyi olurdu (eğer.. ) ; zamandın oñuna tuş kelip: müsait ahvale rastgelerek; oñbu? : (doğum) normal gidiyor mu? ; barbağanıbız oñ boluptur: gitmediğimiz iyi olmuş.

Sahaca—İngilizce Sözlük (Straughn, 2006)

oñ-

v. to gouge

v. to tear out, rip out, gouge out

Karaçay-Malkarca – Türkiye Türkçesi Sözlüğü (Nevruz, 1991)

1. sağ. ~ canı: sağ tarafı, sağ yanı, ~ canıña: sağ yanına, ~ kol: sağ el, ~a aylanmak: sağa dönmek, ~ canıña aylan: sağ tarafına dön, ~ köz: sağ göz, ~ koluñ ceñillik etse, sol koluñ bıla sabırlık sal: sağ elin vurmaya kalkarsa, sol elinle engel ol (a.s.), ~ koluñ bıla berseñ, sol koluñ bıla alırsa: sağ elinle verirsen, sol elinle alırsın (deyim). 2. güç, takat, mecal, derman, imkan, fayda, yarar, faydalı, yararlı, tesirli, kâr, kazanç. Avruv anı ~un alğandı: hastalık onu takatten düşürmüş, sabiyleni uvaklığı analarına iş eterge ~ bermedi: çocukların küçüklüğü analarına iş yapma imkânı vermedi, anı okurğa ~u bardı: onun okumaya imkânı var, ~u bolğan: imkânı olan, ~un tabsam keterikme: imkânını bulursam gideceğim, bu bizge ~ iş bollukdu: bu bize yararlı (bir) iş olacak, men munu ~ körüb saylağanma: ben bunu faydalı görerek seçtim, etgenim ~ bolmadı: yaptığım kâr sağlamadı, bu iş bizge ~ bermezge caravludu: bu iş bize yarar sağlamıyacağa benzer.

Dîvânü Lugâti’t-Türk Dizini (TDK)

kolay·I, 41 bkz> oñay

sağ, solun karşıtı· I, 41 § oñ elig; sağ el·I, 41, 72


Son arananlar: