first
İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)
first /fˈɛlə/
1. ilk, birinci, baş, en büyuk
2. başlangıç
3. baş yer, birincilik
4. (müz.) en tiz ses
5. birinci (mal.)
6. ayın ilk günü
7. evvelâ, ilk önce, başta, en ileride
8. ilk defa olarak
9. ondan evvel. firsts en iyi kalite eşya. first edition ilk baskı. first aid (tıb.) ilk yardım. first aidedecamp baş yaver. first and foremost ilk önce, en başta. first and last ilk ve son, her şeyi hesaba katarak, umumiyet itibariyle. firstborn ilk çocuk
10. ilk doğan. first base başarının başlangıcı. First Cause ilk neden, Cenabı Hak. first class birinci sınıfa ait
11. birinci sınıftan, mükemmel, âIâ
12. adi mektup cinsinden
13. birinci mevki ile. first cost maliyet fiyatı. First Day pazar günü. firstday cover ilk gün satışa çıkarılan yeni pulla pullanmış zarf. first floor zemin kat
14. (ing) birinci kat. first form (bak.) form. first fruits ilk sonuç, ilk hasılât. firsthand doğrudan doğruya, vasıtasız olarak, aracı olmadan
15. dolaysız. first lady cumhurbaşkanının karısı. first lieutenant (ask.) üsteğmen. first mate (den) kaptan yardımcısı. first mortgage ipotek, birinci derecede ipotek. first name isim, ad. first night gala temsili, açılış gecesi. first offender ilk defa sabıkalı olan kimse. first person birinci tekil veya (çoğ.)ul şahıs (ben, biz) first or last er geç. first papers (A.B.D) vatandaşlığa kabul için yapılan ilk müracaat. firstrate mükemmel, birinci sınıf. first water en yüksek kalite (mücevher) at first ilk önce, evvelce. from the first baştan itibaren. the first two baştan itibaren ilk ikisi, birinci gelen iki (kimse veya şey)
İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)
first
ilk
birinci
diğerlerinden önce gelen kimse/şey
İngiltere'de en yüksek birdem derecesi
birinci
ilk
baş
başta
ilk kez