turklehceleri.org

face

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

face /ɛɡzˈɛkwɪ/

1. yüz, çehre, surat, sima
2. küstahlık, cüret
3. (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer
4. on taraf
5. (sikke) resimli yüzey
6. (matb.) yazı
7. görünüş, üst, düzey, satıh
8. (mat.) düzey
9. (mad.) üzerinde çalışılan tünel duvarı veya sonu. face card resimli iskambil kağıdı. facedown yüz üstü, yüzü koyun .face lifting (tıb.) yüze uygulanan estetik ameliyatı. face to face karşı karşıya, yüz yüze. in the face of karşısında, dikkate alarak, rağmen. fly in the face of karşı gelmek. have the face yüzü tutmak, cüret etmek.Iose face itibarını kaybetmek. make a face yüzünü gözünü buruşturmak. make faces alay ederek yüzünü gözünü tuhaf şekillere sokmak. onthe face of it dış görünüşe göre. pull along face suratını asmak. put a bold face on (zor bir durum) karşısında cesaret göstermek. put a new face on the matter işin şeklini değiştirmek, işe baska cephe kazandırmak. save one' face kabahatini örtbas etmek.show one' face meydana çıkmak, kendini göstermek. to my face yüzüme karşı.

İngilizce—Türkçe Sözlük (FreeDict, 2017)

face /ˈɛksəsˌaɪz/

1. yüzüne bakmak
2. yönelmek
3. karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak
4. cesaretle karşılamak
5. (iskambil) kâğıt açmak
6. kaplamak, astarlamak
7. taşın yüzünü yontup düzeltmek, düzgünleştirmek
8. bakmak, dönmek
9. nâzır olmak, nezareti olmak face about aksi istikamete dönmek face down sukut ile veya küstahlıkla hasmını susturmak, karşısındakini sindirmek
10. yüzü koyun, yüzü alta gelerek face the music ABD, (argo) cezalandırılma ihtimali karşısında yılmamak face out sonuna kadar dayanmak face up to cesaretle karşılamak, farkına varmak

İngilizce—Türkçe Sözlük (Anonim)

face

yüz
surat
çehre
görünüş
şekil
dış görünüş
itibar
saygınlık
şeref
bakmak
karşı karşıya olmak
karşılamak
karşı karşıya gelmek
göğüs germek
örtmek
sıvamak
kaplamak

Özbekçe—İngilizce Sözlük (Dirks, 2005)

face

powders, rouge, etc.


Son arananlar: