burda
Pure Turkish to Turkish (Kuleli)
burda
1. Az önce, Demin
Uzbek—English Dictionary (Dirks, 2005)
burda
(Persian) piece, bit, morsel (esp. of bread). bir ~ yer a small bit of land. bir ~ odam a wee bit of a man (small & weak). bir ~ bo'lib qol- to be worn down to nothing, to become skin and bones. ham xo'rdani, ham ~ni uradi to be extremely greedy.
Kyrgyz—Turkish Dictionary
burda-
şiddetle çekmek; fırlamak; şiddetle bir yana çekmek; kulagımdı burdap alıp tartıp-tartıp ciberdi : kulağımı yolarcasına kaç defa çekti; tamaktı burdap ceyt : hırsla ve büyük büyük lokmalar alarak yiyor; it burdap ketti : köpek kaptı, şiddetle çekti (ısırdı ve sıçrayıp kaçtı) .