turklehceleri.org

boot

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

boot /bˈɒnsaɪ/

1. (eski) veya (şiir) fayda etmek
2. yararlı olmak, işe yaramak
3. (eski) fayda
4. çare. What boots it? Faydası ne? Neye yarar?. to boot ilaveten, fazla olarak.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

boot /bˈɒni/

1. çizme, potin
2. ing. (bot.)
3. ayak ve bacağı sıkıştıran çizme benzeri işkence aleti
4. ing. arabanın bagajı
5. koruyucu tabaka
6. (A.B.D.) acemi deniz eri
7. tekme
8. (argo) azletme, işten çıkartma. get the boot azlolunmak, (colloq.) kapı dışarı edilmek. boottree çizme kalıbı. Bet your boots Emin olun. grow too big for one' boots mağrur olmak, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek. lick the boot of çanak yalamak, dalkavukluk etmek. The boot is on the other foot Durum değişti Eski çamlar bardak oldu. wipe one' boots on hakaret eder şekilde muamele etmek
9. tepeleyip geçmek.

English—Turkish Dictionary (FreeDict, 2017)

boot /bˈɒnɪklˌabə/

1. çizme giydirmek
2. çizme şeklindeki aletle işkence yapmak
3. (argo) tekmelemek, tekme ile uzaklaştırmak
4. futbolda tekme atmak
5. (argo) işten çıkarmak, kovmak.

English—Turkish Dictionary (Anonymous)

boot

çizme
bot
potin
oto
bagaj
tekme
sepetleme
işten atma
tekmelemek
sepetlemek
kovmak


Last searches: