birev
Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)
birev
biri, birisi, kimisi, bir başkası; bir kişi, bir adam. ~ bir hapar aytdı: birisi bir haber söyledi, ~ seni sora edi: biri seni soruyordu, ~nü otuna ~ canar (d): birinin narına bir başkası yanar, ~nü aythanına karasañ katınıñdan ayrılırsa (as.): başkasının sözüne bakarsan karından boşanırsın, ~ aşap kutulur, ~ calap tutulur (as.): biri yiyerek kurtulur, biri başkası yalayarak tutulur, ~ bilgenni ~ de bilir (as): birinin bildiğini bir başkası da bilir; ol ~nü eter işi tüldü: o bir kişinin yapacağı iş değil, bizni üyden ~ işleydi: bizim evden bir kişi çalışıyor.