turklehceleri.org

Kısır

Turkish—Tatar Dictionary (Ganiyev, 1998)

kısır

I с. 1) кысыр; 2) күч. файдасыз, буш


kısırи. бодай ярмасы һәм яшелчәләр салып пешерелгән аш

Comparative Turkic Languages Dictionary (Ercilasun, 1991)

kısır

Türkiye Türkçesi: kısır
Azerbaycan Türkçesi: gısır
Başkurt Türkçesi: kısır
Kazak Türkçesi: kısır
Kırgız Türkçesi: kısır
Özbek Türkçesi: kısir
Tatar Türkçesi: kısır
Türkmen Türkçesi: nesilsiz (insan) gısır (hayvan)
Uygur Türkçesi: kısır tuğmas
Rusça: besplodnıy

Kyrgyz—Turkish Dictionary

kısır

doğurmaz, çocuğu olmaz; kısır emdi (bazan düzce kısır) annelerini, kendileri için tayin edilen müddet geçtikten sonra da emmekte devam eden buzağı yahut tay; kısırğaldı- (yahut kısır kaldı): kuzulamıyan toktu (bk.) yahut çebiç (bk.); toktusunda tuubay, kısırğaldısında tuudu: bir yaşında iken kuzulamadı, o müddet geçtikten sonra kuzuladı; kısır añız: toprağını dinlendirmek için bırakılan tarla.

Karachay-Balkar—Turkish Dictionary (Nevruz, 1991)

kısır

doğurgan olmayan, kısır; masif, , kesif, sıkı, tıkız. ~ koy: kısır koyun, bıyıl iynegibiz ~ kalğandı: bu yıl ineğimiz kısır kaldı; ~ buz: masif buz, ~ kaya: masif kaya, ~ süyek: tıkız (sert) kemik (kemik dokusu kesif olan kemik). ~ catsa et eter, savluk catsa süt eter: kısır yatarsa et yapar, sağımal yatarsa süt yapar (as).

Index of Diwan Lughat al-Turk (TDK)

kısır

kısır, doğurmayan insan veya dört ayaklı hayvan; kısrak· I, 236, 364; III, 88


Last searches: